• Okuduklarımdan, seyrettiklerimden aldığım notlar, izlenimler, incelemeler…

Müzik ile duygusal bağlantı kurmak

İnsan dinlediği müzik ile duygusal bağlantı kurduğunda, o müzik ile eşsiz bir zaman geçirebilir. Nedir bu duygusal bağlantı?

Öyle bir şey ki, o müziği nerede duyarsanız duyun – bir mağazada, radyoda, TV’de, asansörde –  algıda seçicilik devreye girer ve hemen fark edersiniz. Etraftaki gürültü ne olursa olsun o müziği fark edersiniz. Taşınabilir müzik çalar, radyo ya da uyduruk bir PC hoparlörü, birden eşsiz bir HiFi cihazına dönüşür. Müziğin devam etmesini ve daha iyi duyabilmeyi istersiniz. Çünkü kendinizi “iyi” hissedersiniz. Böyle bir müziği tekrar duyduğunuzda daha ilk notalardan tanırsınız.

Müzik zevkini aşağı-yukarı tanıdığınız bir arkadaşınız ile birlikte müzik dinliyorsunuzdur; her zaman coşkuyla dinlediğiniz bir müziği ona dinletirsiniz; hemen çok beğeneceğini ümit edersiniz. Belirgin bir tepki vermeyebilir; ya da sadece kibarlıktan beğenir gibi yaptığını hissedersiniz. Anlarsınız, müzik ile duygusal bağlantı henüz kurulmamıştır.

20’li, 30’lu yaşlarımda arabadaki müzik sistemi benim için çok önemliydi. Sonraları, bazı hırsızlık olaylarından veya çoğunlukla şirket otosu kullandığımdan, arabaların fabrika montajı müzik sistemlerine talim etmeye başladım. Neyse, o zamanlar kullandığım arabada çok sevdiğim bir müziği çalıyordum. Arka koltukta benden 8-10 yaş büyük – ama ruhen çok daha genç – bir akrabam oturuyordu. “Nedir bu müzik?” diye sordu. Ben bir beğeniyi paylaşmanın büyük coşkusu ile yanıtladım. O da, kısaca  “çok b.ktanmış” dedi. O kadar. Müzik ile duygusal bağlantı kurulamamıştı.

Bu tür örnekleri yaşayınca, insanların zevklerinin çok farklı olabileceğini anladığınızda, ne isterseniz onu dinlersiniz ve başkasının ne düşündüğü de pek fark etmez. Bir gün birisi “bu parçanın şu bölümünde, bak enstrumanlar nasıl coşacak…” vb sadece sizin için anlam ifade ettiğini sandığınız bir detayı dışa vurur. Müzik ile duygusal bağlantı kurulmuştur.

O çok sevdiğiniz müzik ve yorumcunun konserine gidersiniz; çevrenin gazıyla o konsere gelip umduğunu bulamayanlar ilk yarıda konserden ayrılır; müzik ile duygusal bağlantı kurulamamıştır. Bazı insanlar konserin en sonuna kalır; alkışını eksik etmez; bir de konser bitince sahne arkasına koşup sanatçıdan bir imza almak ister. Müzik ile duygusal bağlantı kurulmuştur.

Konu, beğeniler kadar o an müzik konusunda ne kadar yeniliğe açık olduğuz ile de ilgilidir. Bu yanlış veya kötü bir şey değil. Hepimizin yeni bir müzik ile karşılaştığımızda biraz zamana ihtiyacımız olur. Bu zaman konusu da biraz ilginç. Sizin, bir albümü birkaç kere dinledikten sonra beğendiğiniz parçaları belirleyip hep onları dinlediğiniz, yıllar sonra o albümdeki diğer bir parçanın da aslında muhteşem olduğunu farkettiğiniz oldu mu?

Benim, dinlediğim bir müzik parçası ile duygusal bağlantı kurmam, genellikle, sessiz bir ortamda, müzik dinlemeye odaklandığım zamanlarda mümkün olur. Örneğin, geceleyin ailenin üyeleri uyuduktan sonra, veya kulaklık ile müzik dinlediğim zamanlarda, veya otomobil ile yalnız seyahat ederken… Bazen bir iş ile meşgul iken (örneğin bu yazıyı yazarken) dinlediğim müzik ile de duygusal bağlantı kurarım. Ama müzik dikkatimi dağıtmayacak cinsten olmalı.

Müzik ile duygusal bağlantı kurma konusunda çok sayıda değişken mevcut:

  • müziğin, tempo, ritim, melodi gibi yapısal özellikleri,
  • müziği icra edenin nitelikleri,
  • dinleyen olarak bizim niteliklerimiz, motivasyonumuz,
  • ortam,
  • kayıt kalitesi…

Örneğin “dinleyenin nitelikleri” dediğimizde, bebekliğimizden bu güne değin aldığımız çok çeşitli etkiler, duygusal yapımız vb çok çeşitli unsur söz konusu. Konuyu irdeleyince, bir noktadan sonra, psikoloji, estetik, müzikoloji ve daha birçok disipline doğru bir çok kapı aralanıyor. İşin bilimsel ve felsefi yönü bu bloğun amacının ve kapasitesinin ötesinde. Ancak, müziğin ruh halimize/duygu durumumuza etkisi yadsınamaz. Duygu durumumuza göre müzik dinlediğimiz gibi, dinlediğimiz müzik ile duygu durumumuzu da değiştirebiliriz. Denenmiştir.

Yazımı bir ev ödevi ile bitireyim. Bakalım müzik ile aranızda duygusal bağlantı kurulacak mı? Yoksa benim yukarıda bahsettiğim akraba gibi mi düşüneceksiniz? 🙂

Symphonie fantastique: Épisode de la vie d’un artiste … en cinq parties (Fantastical Symphony: An Episode in the Life of an Artist, in Five Parts) Op. 14. Bu, Fransız besteci Hector Berlioz tarafından 1830’da yazılmış “program senfonisi”. Burada “program”, müzik ile bağlantılar kurmanızı sağlayan yazılı notlar anlamında. Yukarıdaki Wikipedia bağlantısından Berlioz’un kendi hazırladığı program notlarını okuyabilirsiniz.

Dördüncü parça:  “Marche au supplice” (March to the Scaffold). Burada özne, umutsuz ve karşılıksız kalan aşkı için kendini narkotik bir madde ile zehirliyor. Öldürmeye yetmeyecek kadar, ama en acayip rüyalara ve ağır bir uykuya sebep olacak bir doz… Rüyasında, sevdiğini öldürdüğünü ve bu sebepten kendi idamını görüyor. Parçanın sonunda aşk ve pişmanlık düşünceleri, giyotin ile kesilen kendi başının merdivenlerden yuvarlanmasını görmesi ile son buluyor. Kolay erişim için aşağıda bir YouTube bağlantısı koyuyorum.

Elimde bu albümün çeşitli (sayısal dosya) sürümleri var. Bunlar arasından, High Definition Tape Transfers sitesinden edinebileceğiniz 1962 kaydı (Charles Munch yönetiminde Boston Senfoni Orkestrası – teyplerden 24/192 olarak sayısallaştırılmış) ve

BerliozSymFan_m

Native DSD Music sitesinden edinebileceğiniz  Valery Gergiev yönetimindeki Londra Senfoni orkestrası kaydı (DSD64 – stereo ve multichannel) özellikle hoşuma gidiyor.

LSO0757

 

Bu kayıtların dinamik sahası oldukça geniş. Ses ayarını hafif pasajlara göre yaptığınızda, yüksek pasajlarda – eğer apatman dairesinde yaşıyorsanız – komşularınız müzikle değil ama sizinle hoş olmayan duygusal bağlar geliştirebilirler.

 

Yorum yapın:

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.