• Okuduklarımdan, seyrettiklerimden aldığım notlar, izlenimler, incelemeler…

Kendin-Yap NAS Projesi

Temmuz 2015’de Bit Rot ve Yeni Nesil Dosya Sistemleri başlıklı yazıyı hazırlarken, müzik dosyalarımı yeni nesil dosya sistemine sahip bir NAS (Network Attached Storage) üzerinde tutmaya karar vermiştim. Şimdiye kadar, müzik dosyalarımı Ubuntu Server yüklü bir bilgisayarda tutuyor; müzik bilgisayarımdan Gigabit Ethernet yoluyla bu dosyalara erişiyordum. Herhangi bir RAID çözümü kullanmamakla birlikte, arada bir – özellikle arşive yeni dosyalar girdikten sonra – el ile başka bir diske yedek alıyordum. Her hangi ciddi bir sorunla karşılaşmadım ama müzik dosyalarımın fiziksel durumu hakkında hiç bir bilgiye sahip değildim.

Araştırma aşamasından sonra parçaları belirleyerek kendi yaptığım FreeNAS çözümüne geçtim. Seçtiğim çözüm yeni bir buluş değil. İnternette yaptığım incelemelerden sonra kopyaladığım, denemiş bir çözüm.  FreeNAS dosya sistemi olarak ZFS kullanıyor. Bu yazı, donanım bileşenlerinden bahsediyor. FreeNAS yazılımı ile ilgili özet ise sonraki blog yazımda.

Neden NAS (Network Attached Storage)?

Müzik arşivimi bir süredir, dinleme amaçlı kullandığım bilgisayarın ve odanın dışındaki, Ubuntu Server yüklü bir bilgisayardan tutuyordum. 2016 Ocak ayı başından itibaren müzik arşivimi, kendi oluşturduğum, FreeNAS yazılımına dayalı bir depolama çözümüne taşıdım. Bütün bunların sebepleri var:

  1. Yaptığım dinleme testlerinden sonra, müzik dinlediğim ve USB ile DAC’a bağlı bilgisayar içindeki mekanik hard disklerin; (a) kasa içinde elektronik kirlilik yaratarak ses kalitesini olumsuz etkilediğini – SSD bu açıdan çok daha iyi ama fiyat/kapasite oranı yüksek – (b) fiziksel gürültüsü nedeni ile kritik dinleme zamanlarında dinleme deneyimimi olumsuz etkilediğini düşünmeye başladım. Hızlı çözüm olarak, elimdeki eski bir bilgisayara Ubuntu Server yükleyerek bir dosya sunucu oluşturdum. Bu server başka bir odada durdu, Gigabit Ethernet ile müzik bilgisayarıma bağlandı. Neden Ubuntu Server? Çünkü, kullanmayacağım özellikler için bir işletim sistemine lisans ücreti ödemeden, basit açık kaynak kodlu bir çözümü tercih ettim. Örneğin, Ubuntu Server sisteminin – grafiksel kullanıcı arayüzü bir yana – bir ekranı ve klavyesi bile olmadı. Düğmeye basınca açılır, tekrar basınca kapanırdı. Müzik çalma bilgisayarı müzik dosyalarını bu sunucu üzerinden okurdu.
  2. Donanım tarafında kullandığım eski bilgisayar; (a) planladığım disk kapasitesini desteklemiyordu, (b) kullandığım eski bilgisayar 7×24 çalışmaya uygun sunucu niteliklerine ve hata düzeltme özelliklerine sahip değildi.
  3. Yazılım tarafında “daha iyi” bir dosya sistemi araştırması başladı ve FreeNAS işletim sisteminde karar kıldım. Neden “daha iyi”? sorusunun yanıtı bir sonraki blog yazımda.

Neden Kendim Yaptım?

  • Açık kaynak kodlu, geniş bir destek topluluğuna sahip, “yeni nesil” bir işletim sistemi seçtim.
  • İstediğim parçaları ihtiyaçlarıma göre kendim belirledim.
  • Maliyet – aşağıdaki bölümlerde detayı var.
  • Teknik destek için internet kaynaklarını kullanarak kendi kendime yetebilirim. Ticari olarak başka bir firmaya bağlı olmayı tercih etmiyorum.

FreeNAS için Donanım Bileşenleri 

Anakart olarak, miniITX formuna sahip, Intel Avoton C2750 işlemcisine sahip ASrock C2750D4I kartını seçtim. Bu kart 64GB’a kadar ECC belleğe izin veren bir mini sunucu kartı. Avoton C2750, 8 çekirdekli bir Intel Atom işlemcisi. Öyle, Atom filan diye küçümsemeyin. Okuduğum kadarı ile Intel Xeon E1230 civarında performans sağlıyor. Server  özellikleri dışında kartın beni çeken diğer bir özelliği 12 SATA portuna sahip olması. Ayrıca, “teaming” destekleyen 2xGE portu ve kontrol için bir IPMI portu mevcut.

Benim ihtiyaçlarımı 8 slotlu bir NAS kasası karşılıyor. Bu bakımdan Silverstone DS380 çok makul geldi (ön tarafında 8×3,5″, içeride ise 4×2,5″ depolama birimi destekliyor). Projemde mevcut disklerimi kullandım – ayrıca yeni disk yatırımı yapmadım. Belki ileride NAS performansına uygun disklere geçilebilir. Ama kısa dönemde çok gerekli görmüyorum.

Kasa: Silverstone DS380 350W PSU ile (Türkiye dağıtıcısı Akortek)

Anakart: ASRock C2750D4I

  • Intel Avoton C2750 Octa-Core Processor
  • DDR3 1600/1333 Dual-channel Max. 64GB UDIMM
  • 2 SATA3 6.0Gbps, 4 SATA2 3.0Gbps (C2750)
  • 4 x SATA3 6.0 Gb/s (Marvell SE9230), 2 x SATA3 6.0 Gb/s (Marvell SE9172)
  • Dual Intel i210 Gigabit LAN ports (Teaming özelliğine sahip)
  • 3 x USB 2.0 ports
  • 1 x PCI-E x8 slot

Bellek: Crucial 16GB Kit (8GBx2) DDR3-1600 ECC UDIMM

SSD: Samsung 850 Pro 128 GB (FreeNAS için anakarta header ile bağlı USB bellek kullanabilirsiniz)

Maliyet ve Ürün Tedariki

Seçtiğim anakartı Türkiye’de bulamadım. Denk geldi, anakart, bellek ve SSD’yi Amazon.com’dan sipariş ederek ABD içinde bir adrese gönderttim. Sonra arkadaşlar sağolsun, Türkiye’ye yolcu beraberinde getirdiler. Bu olanak olmasaydı ekstra gönderi masrafları söz konusu olacaktı. Kasayı ise Türkiye’deki dağıtıcısından tedarik ettim.

  • FreeNAS: adı üstünde ücretsiz (internetten indirmek lazım).
  • ASRock C2750D4I: $389,99
  • Crucial 16GB kit: $119.99
  • Samsung 850 Pro 128GB: $87,99
  • Amazon.com’dan ABD içinde gönderi: 0$
  • Eyalet vergisi: $41,86
  • ARA TOPLAM: $639,83
  • Silversonic DS380 Kasa: $293,82 KDV dahil (Akortek – buraya yazım itibarı ile son kullanıcı fiyatı koydum. Bayi iseniz fiyat daha uygun)
  • TOPLAM: $933,65 (2,95 kur ile 2.754TL)

Zaten kendin-yap yaklaşımını benimsiyorum ama projem öncesinde piyasadaki ürünleri de gözden geçirmiştim. Aşağıdaki fiyatlar fiyat arama motorlarından edindiğim fiyatlar – zamanla değişebilir – kendi araştırmanızı yapın lütfen. Bazen açıkgöz firmalar akıl karıştırmak için ellerinde olmayan ürünü düşük fiyatlı gösterebiliyor ya da güncellemeyebiliyorlar. Ama genel bir fikir verebilir sanırım. Bu fiyatlara diskler ve kargo dahil değil.

  • Qnap TS-1079 Pro: 6.931TL-7.656TL
  • QNAP TS-851-1GB Ram: 3.318TL-3.566TL
  • Synology DS1815PLUS (8 Yuvalı): 3.758TL
  • Asus Asustor AS-608T (disksiz): 3.474TL-5.005TL

Özellik bakımından hazır ürünler ile burada karşılaştıramayacağım. Ancak, gördüğünüz üzere ürün tedariki bir şekilde çözülürse, kendin-topla yaklaşımı daha ekonomik. Aşağıdaki resimlerin üzerine tıklayabilir, sonra sağ-sol ok tuşları ile ilerleyebilirsiniz.

Pratik Bazı Konular

Bileşenlerin tedarikini bir yana bırakıyorum. Bu FreeNAS projesinde, donanımı bir araya getirmek – yani “toplama” aşaması – en kolayı. Daha önce bir NAS tecrubem olmadığını hatırlatayım. Asıl önemli olan FreeNAS yazılımına hakim olmak. Saklama kapasitenizi önceden planlamak ve hangi ZFS özelliklerini kullanacağınıza karar vermek gerekiyor. Mevcut disklerinizi – ZFS’den farklı NTFS gibi dosya sistemi ile formatlı olduğunu varsayıyorum – kutuya takıp, olduğu gibi kullanamıyorsunuz. Sisteme yeni bir disk taktığınızda, tanıtmak için tümünün silinerek, ZFS dosya sistemine göre formatlanması gerek. Sonra, disklerden “stripe”, “mirror”, RAID kümeleri yaratıp sonra da mevcut disklerinizi kopyalıyorsunuz. 4TB kapasiteli bir diski NAS’a kopyalamak, akşam başlatıp, sabah olmuş  mu diye bakılacak uzunlukta bir iş.

NAS üzerinde müzik dosyalarımdan başka doküman ve video dosyalarım da yer alıyor. Odaklanarak müzik dinlediğim zaman doküman veya video ile işim olmadığı için aynı kutuda olmasında sakınca yok. Ama bunları aynı anda yoğun kullanmam gerekseydi, müziği ayırırdım.

Şimdiki düşüncem, NAS’ı 24 saat çalıştırmak yerine, ihtiyacım olduğunda açmak. Yalnız, açılış alışık olduğum bilgisayarlara göre oldukça uzun sürüyor.

Tüm disklerin yedeği var. Ancak, bunları “mirror” veya RAID ile yedeklemiyorum. Farkındayım, “yedekleme” çok doğru kelime değil burada. Neyse, gerektikçe yedek diske kopya alıp, yedek diskleri durduruyorum. Tüm disklerin sürekli dönmesine benim kullanımımda yer yok. Gerçek bir yedekleme için yedek diskleri farklı bir yerde tutmalıyım…  Yalnız, ilgili araçları kullanarak ve periyodik olarak saklama kapasitesinin sağlığını denetliyorum.

FreeNAS, disk birimlerinin durumu hakkında, gerek anakart üzerindeki VGA portu, gerekse IP ile bağlanacağınız başka bir bilgisayar üzerindeki GUI arayüzünden yeterli bilgiyi veriyor. Periyodik, “snaphot”, “scrub” ve SMART aktiviteleri ile disklerin durumunu sürekli denetliyorum. FreeNAS kullanmaya başladıktan sonra 4TB kapasiteli bir diskimin tehlike arzettiğini farkettim ve hemen değiştirdim. NTFS ortamında devam etseydim sonradan ne ile karşılaşacağımı bilmiyorum.

SilverStone DS380 kasayı kullandıkça daha çok hoşuma gitti. İlk kurulumu yaparken, anakartı ve diskleri tutan çerçeveyi yerine oturttuktan sonra SATA kablolarını bağlamak biraz zahmetli oldu. Havalandırma fanlarının önündeki griller tozu çok güzel filtreliyor. Bu griller vidasız ve mıknatıs ile tutturulduğu için gerektikçe tozlarını temizlemek çok kolay. Kutuya ön yüzden disk yüklemek çok kolay olmakla birlikte. Benim seçtiğim yazılım-donanım kombinasyonu “hot-swap” özelliğini desteklemiyor – ama bu özellik, 7×24 kullanmayacağım için kritik değil.

Sistemi kullanmaya başladıktan sonra kısa sürede temel FreeNAS özelliklerine vakıf oldum. Ancak, bir Unix/Linux kullanıcısı olmadığım için, öğrendiklerim, herhalde buz dağının su üstündeki kesimidir…

Bu çözüm temel olarak müzik sistemimin veri kaynağını oluşturuyor. Ses kalitesi anlamında bir artış olduğunu ya da olmadığını şimdilik iddia edemem. Bunu toplarken, Ubuntu Server tabanlı sistemi dağıtmış durumdayım. Dolayısı ile yan yana karşılaştıramıyorum.  Ancak, ses kalitesinde her hangi bir eksilme olmadığını net olarak söyleyebilirim. Zaten bu projedeki temel amaç ses dosyalarımı daha güvenilir ve modern bir dosya sistemine aktarmaktı.

Eskiden tak-çıkar yolu ile ufak kazalara maruz kalabilen diskler şimdi derli toplu bir kutu içinde. “Kendi-kendini-iyi-eden” bir dosya sistemine (ZFS) sahip. Ayrıca, NAS üzerine yüklenebilen bazı “plug-in” yazılımları ile (media server, torrent vb…) ileride yeni ufuklar görüyorum:-)

Faydalı Bağlantılar

 

 

 

 

Yorum yapın:

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.