Artistin orjinal sayısal stüdyo masterlarını artık DAC ve optimize edilmiş bilgisayarlar veya streamer cihazları ile orjinal çözünürlüğü ile evimizde dinleyebiliyoruz. Peki bu master kayıtlar nasıl oluşturuluyor? Bu yazıda kısaca stüdyo master kayıtlarından bahsedelim.
Eğer artistin stüdyoda kayıt yaptıktan hemen sonra piyasaya sürülmeye hazır bir kayıt oluşturulduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çok aşamalı bir süreç söz konusu ve bu süreçteki aşamalar son ürünün kalitesini belirliyor. Hatta öyle ki, bir kaydın çözünürlüğü ikinci planda kalabiliyor. Çok kaliteli kayıt edilmiş CD’ler kadar berbat kayda sahip SACD’ler de mevcut. LP’ler için de aynı durum sözkonusu.
Zaten yola, “bir DSD kaydı veya bir 24/192 kaydı dinleyeyim” diye çıkmıyoruz. Sevdiğimiz müzikleri dinliyoruz. Bazen o çok sevdiğimiz müzik analog kaydedilmiş oluyor, bazen 16bit/44,1kHz, bazen de daha yüksek çözünürlüklü. Çözünürlük bakımından elimizde her zaman “seçenekler” olmuyor.
İşin uzmanı değilim ama bildiğim kadarı ile sayısal kayıtta son ürününün ortaya çıkmasında takip edilen aşamaları aşağıda özetledim. Elbette farklılıklar olabilir. İşin esansı çok aşama olduğunu ve bunların her birinin muhteşem bir iş çıkartma veya hata potansiyeli taşıdığını farketmek. İyi bir kayıt mühendiliği bu aşamalardaki kayıpları en azda tutmak anlamına gelebiliyor.
- Multitrack Kayıt: İlk aşamada her bir enstrüman ve vokal ayrı mikrofonlarla kayıt ediliyor. Çok sayıda kayıt alındığı için “multitrack” / çoklu iz deniliyor. Farklı mikrofon yerleşimi ile çok farklı sonuçlar almak mümkün. Bu uzun bir konu, detayına giremiyorum. Sadece bir örnek: bateristin davulları soldan sağa doğru dövdüğünü düşünün. Bir tek mikrofonla, stereo bir kayda bu etkiyi taşıyamazsınız. Ama iki mikrofonu öyle yerleştirirsiniz ki, evde stereo sisteminizde kaydı dinlediğinizde, aynen bateristin soldan sağa tarayışını hissedersiniz. Yanlış bir mikrofon yerleşiminde bu soldan sağa yapılan hareket akıcılığını yitirebilir. Kayıt çok izli analog bir teybe de yapılabilir, PCM veya DSD olarak sayısal da yapılabilir; sayısal kayıtlar değişik örnekleme hızı ve bit sayısı ile yapılabilir. Bu aşamada DSD kullanılması sonradan yapılacak mixing işleminde kullanılacak yazılım ve donanım seçeneklerini sınırlandırıyor.
- Mixing veya Karıştırma: ilk aşamada kayıt edilen izler, ikinci aşamada stereo veya çok kanallı bir kayıt oluşturmak üzere karıştırılır. Bu aşama oldukça kritik. Çünkü kaydı sizin nasıl algılayacağınız burada belirleniyor. Burada artistin ve kayıt mühendisinin tercihine göre çeşitli etkiler de karıştırılabilir. Örneğin, kayıt yapılan ortam kuru ve ölü bir ortam ise, biraz “hava” katmak için yapay analog (veya sayısal) “reverb” (yansıma) katılabilir.
- Master Kopya: Üçüncü aşama perakende dağıtımda kullanılacak master kopya (production copy) oluşturuluyor.
- Çevirim ve Metadata İlave Edilmesi: Eğer sayısal bir kayıttan bahsediyorsak, albüm ve sanatçı adı, albüm resmi, yıl vb bilgiler sayısal dosyalara ilave edilir. Daha sonra master kayıt, ticari dağıtım ortamlarına uygun formatlara çevirilmelidir. Diyelim ki master olarak 24bit/192kHz bir kayıt yapıldı; CD’ye basabilmek için bunu 16bit/44,1kHz’e, SACD’ye basabilmek için DSD64’e çevirmek durumundasınız. Bu aşamada, kullanılan çevirim sistemleri ses kalitesi çok etkiliyor. Satın aldığınız medya, kayıdın orjinal master çözünürlüğünü yansıtmayabiliyor.
- Dağıtım: Son ürünün perakende olarak dağıtımı.
- Tüketiciye Erişim: Son aşama olarak kaydın evlerimizdeki cihazlardan çalınarak kulaklarımıza ulaşması.
Basitçe anlatmaya çalıştığım yukarıdaki aşamalarda insanoğlu çok garip işler yapabiliyor. Örneğin, 16bit/44,1kHz sayısal bir masteri plağa basmak gibi. Ya da bazen, 16bit/44,1kHz kayıt yukarı örneklenerek yüksek çözünürlükmüş gibi satılabiliyor. Bunlar “berbat işler” kategorisine giriyor. Neyse ki bunları fark etmek mümkün ve piyasa da bu bakımdan zaman içinde bilinçleniyor.
Aşağıda RMAF 2015 oturumlarından beğendiğim bir seminer videosu paylaşıyorum. Sunumu Blue Coast Records kurucusu Cookie Marenco yapıyor. Panelistler ise: John Darko, Digital Audio Review; Fiona Joy, artist/performer; David Glasser, Airshow Mastering.
Konuyla ilgili olarak paylaşmak istediğim ikinci video seti ise bizzat katıldığım ve büyük beğeni ile izlediğim Timpani Audio & Video‘da düzenlenen ve bas gitarist Alper Yılmaz‘ın kayıt deneyimini paylaştığı bir etkinlik. Bu etkinlik 4 videodan oluşuyor.