• Okuduklarımdan, seyrettiklerimden aldığım notlar, izlenimler, incelemeler…

Torrent

Bu yazıda Bit Torrent (BitTorrent bir marka olduğu için ayrı yazıyorum) konusunda dünyada ne olup bittiği hakkında ufak bir fikir vermek istiyorum. Daha ilk baştan, “artistin yarattığı içeriğe ve onun telif hakkına saygılı olunması gerektiği” düşüncesinde olduğumu belirteyim. Yazımın amacı torrent konusunun pazarlamasını yapmak değil.

Nedir?

Önce tanımlar ile başlayalım. “Torrent” kelimesi İngilizce’de “sel, tufan, çok şiddetli akıntı…” anlamına geliyor. Bit Torrent, eşdüzey (veya eşlerarası: peer-to-peer) ağlar üzerinden büyük dosya paylaşımı sağlayan teknolojinin adı. Söz konusu dosyalar belirli bir sunucu üzerinde tutulmuyor, kullanıcıların (peer) bilgisayarlarında duruyor. Dosyaları bulunduran kullanıcıların izleri ise bir sunucu tarafından takip ediyor. Dosya indirmek isteyen yeni bir kullanıcı, bu “iz”i kullanarak, diğer kullanıcılardan parçalar halinde indirebiliyor. Bu işlemlerin yapılabilmesi için bir istemci yazılımına (torrent client) ihtiyaç var.

Sunucuya, “iz tutma” işlevi nedeni ile torrent izleyici (torrent tracker), dosyayı tedarik edene ise “seeder” (tohumlayan) deniyor. Torrent istemci yazılımını, indirmenin yanında, bir oranda yükleme (yani başka kullanıcıların sizden dosya çekebilmesi) için ayarlamak ise işin raconundan. Yani sadece indirip, paylaşmamak hoş karşılanmıyor. Argoda dosyayı indirene “leecher” (sülük, emici) deniyor ki bu terim daha çok paylaşmadan indirenler için daha uygun gibi.

Korsan İçerik!

Torrent, büyük dosya paylaşımı bakımından akıllı bir teknoloji. Öte yanda, paylaşılan içerik “korsan” ise, o zaman fikri mülkiyet hakları yasalarına karşı bir durum oluşuyor. “Korsan içerik” ile anlatılmak istenen, “telif hakkı” size ait olmayan, sizin sahip olmadığınız,  içerikler. Bu, müzik, film, kitap, fotoğraf ve benzeri şeyler olabilir. Torrent siteleri, içeriği yaratan artistin ve dağıtım kanallarının gelirlerini olumsuz yönde etkiliyor. Torrent’in korsan içeriğin paylaşılmasında tercih edilmesinin sebeplerinden biri içeriğin belirli bir sunucu üzerinde yer almaması. Torrent sitelerinin tek sakıncası telif haklarına karşı oluşan durum değil. Örneğin, üç boyutlu baskı teknolojisi ile üretilebilecek bir silah veya sakıncalı herhangi bir içeriğin paylaşılmasına da zemin oluşturuyor. Bu konular ile ilgili olarak “Dark Web” kavramı mevcut – ancak, buranın konusu değil.

İçerik paylaşımı için tek yol Torrent değil tabi ki. Dosya indirme yerine söz konusu eseri bir akış hizmeti olarak sunan siteler de mevcut. İndirmeden dizi ve film seyredilebilen, müzik dinlenebilen siteleri duymuşsunuzdur. iTunes, Netflix, Tidal, Spotify (o kadar çok var ki…) gibi sitelerden bu iş yasal olarak yapılıyor. Ancak, telif hakları ile çelişen çok sayıda site de var. Akış hizmetleri, BitTorent sitelerine olan ilgiyi biraz azalmış olabilir. Şimdi basında basında çıkan bazı haberlere göz atalım.

Bazı Haberler…

kickass-torrentsEn son Temmuz ayı içinde milyonlarca aktif kullanıcısı bulunan KickassTorrents (kısaca KAT) ABD hükümeti tarafından kapatıldı. Önce KAT’ın sahibi olduğu iddia edilen 30 yaşındaki Ukraynalı Artem Vaulin Polonya’da tutuklandı ve ABD tarafında iadesi istendi. Kendisine yönlendirilen suçlama, telif haklarının ihlal edilmesi ve kara para aklama idi. Ayrıca, Şikago’da bir mahkeme kararı ile KAT’a ait bazı domain adlarına el kondu. Bunu takiben sağda solda “KAT’ın yeni hali veya aynası biziz” diyen tuzak siteler türemeye başladı.

KAT ile ilgili sayısal büyüklüklere bakacak olursak, www.sandvine.com adresinde yayınlanan bir rapora göre KAT dünyadaki en çok ziyaret edilen 69’uncu internet sitesi. KAT’ın ayda yaklaşık 50 milyon ayrı (unique) ziyaretçisi var. Bu rakamlar, aynı zamanda yaklaşık yıllık 17 milyon Dolar tutarında bir reklam pastası anlamına geliyor. İşin aslına bakarsanız, Torrent sitesi çalıştırmak, sunucu, iletişim ağı cihazları, barındırma hizmeti, internet bağlantısı için bant genişliği gibi birçok donanım, yazılım ve servis hizmeti maliyeti anlamına geliyor.

KickassTorrents_Domain_seizure

The-Pirate-BayBildiğim kadarı KAT’ın kapatılmasından sonra (ve öncesinde de) en büyük torrent sitesi, The Pirate Bay (kısaca TPB). TPB 2004 yılında İsveç’te kuruldu. Kuruluşudan itibaren defalarca telif haklarına karşı gelmekten dolayı davalara konu oldu. Bir çok örnek var ama başlıca; 2006’da sonra Aralık 2014’de İsveç Polisi, – ABD’den gelen baskı üzerine – TPB bilgisayarlarına, sunucularına ve ilgili diğer donanıma el koyarak siteyi kapattı; kurucuları hakkında davalar açıldı, hatta hapis cezası aldılar. TPB, her defasında bir şekilde tekrar – içerikte önemli bir kayıp olmadan – ortaya çıktı. Bunun ardında, 2012 yılında altyapısını değiştirerek sunucularını buluta taşıması yatıyor. TPB, buluta taşınarak, kendini baskınlardan korumayı, maliyetleri düşürmeyi ve siteyi daha uzun süre ayakta tutmayı amaçladı. TPB bu sıralar 13. yıl dönümünü kutluyor. Siteyi barındıran bir bulut tedarikçisi hizmeti durdurduğunda, kolayca başka bir tedarikçiye geçmek, Virtual Machine (Türkçe: Sanal Makine) teknolojisi ile kolayca mümkün oluyor (detaylı bilgi burada). Kullanıcı bilgileri “Load Balancer” adlı bir sunucunun belleğinde (diskte değil) tutuluyor; Load Balancer, bulut sunucuları ile şifreli olarak konuşuyor. TPB çalışanlarının iddia ettiğine göre kullanıcı verisi gizli tutuluyor. Tabi, hangi sitelere bağlandığınızın yerel internet servis sağlayıcınızda zaten kayıt edildiğini unutmayın.

Halen, TPB’in kurucuları olan Peter Sunde, Fredrik Neij ve Gottfrid Svartholm aleyhinde, telif hakkı sahipleri tarafından açılmış milyonlarca dolarlık davalar mevcut ve bunların nasıl sonuçlanacağı bilinmiyor.

Torrent konusu gittikçe evrilen, gelişen, dönüşen bir konu. Olayı sadece dosya paylaşımı olarak ele almamak gerekiyor. Örneğin, TPB herhangi bir torrent yazılımı kullanmadan, bir web eklentisi ile torrent kaynaklı bir akış sağlayan bir hizmeti başlattı. Artist tarafından üretilen içerik, bu içeriğin dağıtım şekli, fiyatlandırılması, kanuni ve korsan siteler, teknoloji, açılan davalar, cezalar… hepsi, serbest pazar içinde – şimdiden tahmin edilmesi güç – bir yerlere doğru evrilerek gidiyor.

Ücretli/Ücretsiz Paylaşım

İndirilen her torrent dosyasını kanunsuz olarak değerlendiremeyiz. Artistler bazen yeni çıkacak albümlerinden bazı parçaları ücretsiz olarak sayısal dağıtıma sunabiliyorlar. Torrent olmasa bile YouTube’da bunun çok sayıda örneği mevcut. Artistin kendi eserini ücretsiz olarak dağıtması o kadar da olağan dışı değil. Bu ücretsiz dağıtım bazen, müzik dağıtım endüstrisine ve buradaki iş modeline karşı bir tavır nedeniyle, bazen de bir pazarlama yaklaşımı olarak gerçekleşebiliyor. Örneğin, Prince 2004’de, konserlerine gelenlere “Musicology” albümünü ücretsiz olarak dağıttı. Yine Prince, “Planet Earth” albümünü İngiltere’de bir gazete (Mail On Sunday) aracılığı ile 3 milyon kişiye dağıttı.  Radiohead, 2007’de “In Rainbows” albümünü, kendi web sitesinden sayısal olarak indirmeye açtı. Ücret butonuna tıkladığınızda “kendiniz belirleyin” yazısı görünüyordu. Gerçekten de o zamanlar kendi belirlediğim bir ücreti ödeyerek bu albümü indirmiştim.

Thom Yorke, son albümünü (Tomorrow’s Modern Boxes) BitTorrent üzerinden ücretli olarak dağıtıma sundu. Albümden bazı parçalar, tanıtım amacı ile ücretsiz olarak sayısal dağıtıma sunuldu. Tom Yorke ve Radiohead prodüktörü Nigel Godrich, bu yaklaşımı şöyle açıklamış: “…bunu bir deney olarak yapıyoruz…kullanıcıların buna nasıl adapte olacağını görmek istiyoruz…Eğer çalışırsa, üreten olarak dağıtımı doğrudan biz yapacağız – aradaki bazı kapı bekçilerini (müzik dağıtıcılarını anlatmak istiyor) atlamak istiyoruz…”

Bu tür yaklaşımların, albümlerin fiziksel olarak satışına veya müzikseverlerin artistin konserlerine gitmesini engellemiyor. Düşünün bir kere; ilk defa bunu dinleyen biri sonraki albümü koşarak satın alabiliyor veya konser bileti satın alabiliyor. Ancak bu durum, müzik dağıtım endüstrisi açısından pek hayırlı olmasa gerek.

Bazı Kaynaklar:

  • Torrentler ile ilgili güncel haberleri takip etmek isterseniz: https://torrentfreak.com/  TorrentFreak, dosya paylaşımı, telif hakkı korsanlığı gibi konulardaki en son gelişmelere yer veren bir haber sitesidir.
  • The Pirate Bay ile ilgili çok detaylı bilgiye Wikipedia‘dan erişebilirsiniz.
  • TPB’in kapatılması konusundaki “The Pirate Bay – Away From Keyboard” (TPB AFK) belgeselini buradan izleyebilirsiniz: 

 

Yorum yapın:

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.